13 Ocak 2020 Pazartesi

ANILAR


HANİFİ ÖZTÜRK                                                            
         YAZIYOR

Bizler;  sorumlu kişiler olarak, 1960-80'li yıllarda zincirleme gelişen protestoların, grevlerin, direnişlerin, kah tanığı, kah sanığı olduk. Kuşkusuz, bu onurlu mücadeleye dair anılarımız vardır. 
Bu anılardan bazılarını unuttum...  
Toplumsal yaşama etki yapanları ile hayatımda iz bırakanları ise asla...

Sorumluluk konusundaki  ilk dersimi, Genel Başkanımız Kemal Türklerden aldım. 
T. Maden-İş sendikasında görev aldığım ilk zamanlarda çok hırslıydım.  Çoğu zaman hislerim  aklım  gerisinde kalıyordu. 
Henüz 15-20 günlük organizatörüm... 
Ahmet kırnak ile beraber, Topkapı-Gümüşsuyu'ndaki bir işyerine gitmiştik. Bir sorun vardı. Konuyu görüşürken müdür, bizi hafife alan bir tavır takınmıştı. 
Bu durum karşısında çok öfkelenmiştim, tahammül edemedim, tokat attım. O, karşılık vermedi.  

Ahmet Beye dönüp meseleyi en kısa zamanda halledeceğine dair söz verdi. "Peki, olur" dedi Ahmet Kırnak. Ben, o tokadın, müdür beyin yola gelmesinde etkili olduğunu  sanıyordum.  Ahmet Kırnak'ta aynı kanıdaydı.Adam zaman kaybetmeden beni şikayet etmiş Genel merkeze.

Birkaç gün sonra sendika genel merkezine çağırdılar beni. 
Gittim. 
Kemal Türkler odasında yalnızdı. Yer gösterdi, oturdum. Çay da söyledi. Bölgedeki çalışmalar konusunda bilgi istedi. Onu anlatıyordum.

"Ha" dedi. "Bir işyerinde sorun varmış, bölge temsilcisine söylemiştim, sorun çözüldü mü, kim gitti bu işyerine?
Anlattım olayı...  
Beni dikkatle dinledi, sözlerim bitince. "Oğlum" dedi. 
"T. Maden-İş devrimci bir sendikadır. Yalnız kendi üyelerinin, değil, çok daha geniş bir kitlenin, hakça paylaşım, adalet, eşitlik gibi  talepleri üzerinden mücadele eder. 

"Sendikamızı temsil bakımından,T. Maden-iş Sendikası Genel Başkanından işyeri ünite temsilcilerine kadar hepimizin sorumluluklarımız vardır, bireysel davranış, hem o davranışı gösteren kişiye, hem de sendikamızın tüzel kişiliğine zarar verir. Ayrıca işçi sınıfının, sosyal, ekonomik, adalet ve eşitlik taleplerini elde etmek için,topumuz, tüfeğimiz, tankımız yoktur. Tek silahımız, üretimden gelen örgütlü gücümüz, aklımız, bilinçli  ve kararlı duruşumuzdur." 

"Eğer sendikacılık yapmak istiyorsan. Bu mücadele de, zaman, zaman kışkırtıcı tutum ve tahriklere muhatap olacağını, bilmen gerekir. Böyle durumlarda şiddete başvurmak, davayı başından kaybetmek demektir. Eğer iyi bir sendikacı, olmak istiyorsan, bırak muhatapların kaba davransınlar, onların sabırları tükensin, duyguları körelsin önüne çıksın."  

"Müzakere masasına oturmadan önce, neyi, neden, niye istediğini tespit et. Tartışmak zorunda olduğun konularda, çok çalış, hazırlıklı ol. Daima diyaloğa açık ol. Başarının yolu çalışmaktan geçer. Çalış ve  öğren"

Duayen sendikacıdan iyi bir ders almıştım, ufkum açıldı ve yolum aydınlandı... 
Minnet borçluyum. 
Kemal Türkler terörün her türüne karşıydı. Ama, terörün hedefi oldu.  Işıklar içinde yatsın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder