Yazarlar Sendikası Başkanı, gülmece hikayelerinin usta kalemi Aziz
Nesin, Vatan Gazetesinde T.Maden - İş Sendikasının grevlerini eleştiren bir masal
öykü kaleme almıştı. "Büyük Grev" adıyla yayınlanan bu yazıda, DİSK ve MADEN - İŞ Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler acımasız biçimde eleştiriliyordu.
3 Aralık 1977 tarihinde Vatan Gazetesinde yayınlanan
"Büyük Grev" adlı masal öyküde, Koç Holding'in depolarındaki
stokların eritilmesi ve Vehbi Koç'un daha fazla para kazanacağı konusunda
anlaşma yapıldığını, Kemal Türkler'in, Vehbi Koç'un değirmenine su taşıdığı anlatılıyordu.
Karikatürist Haslet'in çizdiği haksız ve yakışık almayan, kendisine de yakışmayan Vehbi Koç'la birlikte aynı amacı taşıyan karikatür, Aziz Nesin'in yazısı ile birlikte aynı gün Vatan Gazetesinde yayımlanmıştı. Haslet, karikatüründe Vehbi Koçun eline "yaşasın grev", Kemal Türkler'in eline de "yarasın grev" pankartı tutuşturmuş, Koç ve Türkler'in arasına da şaşkınlık yaşayan işçileri çizmişti.
1962 Yılından itibaren, üye, işyeri temsilcisi, şube gençlik kolu başkanlığı, Merkez Şube Başkanlığı, İstanbul 1. Bölge, 6. Bölge, Ankara Bölge Temsilcisi olarak görevler yaptım. Bu görevlerin hemen tamamına seçimle geldim. Oldukça uzun sayılabilecek bu görevlerim süresinde, Genel Başkan Kemal Türkler'i çok iyi tanıdım. Son üç yıl ise O'nun Genel Başkanlığında, Genel Başkan Vekili olarak birlikte görevde bulundum.
Hiç kimse tabii ki mükemmel değildir. Uzun süre birlikte çalıştığım, yurt içi, yurt dışı toplantı ve genel kurul toplantılarına birlikte katıldığım, Kemal Türkler'in herkes gibi hataları, yanlışları olabilir...
Bunlar görecelidir herkese göre değişiklik gösterebilir. Ancak Sendikasına ve işçi sınıfına ihanet edeceğini kimse, hiç kimse söyleyemez. Böyle bir düşünceye sahip olanlar bana göre en hafif ifadeyle kesinlikle yanılmaktadır.
Kemal Türkler, dürüst ve işçi sınıfı namusunu üzerinde taşıyan önemli bir liderdir. Yeri kolay kolay doldurulamayacak çok değerli bir sendikacı, devrimci bir liderdir.
ÜRETİM FAZLASI
Hiç kimse tabii ki mükemmel değildir. Uzun süre birlikte çalıştığım, yurt içi, yurt dışı toplantı ve genel kurul toplantılarına birlikte katıldığım, Kemal Türkler'in herkes gibi hataları, yanlışları olabilir...
Bunlar görecelidir herkese göre değişiklik gösterebilir. Ancak Sendikasına ve işçi sınıfına ihanet edeceğini kimse, hiç kimse söyleyemez. Böyle bir düşünceye sahip olanlar bana göre en hafif ifadeyle kesinlikle yanılmaktadır.
Kemal Türkler, dürüst ve işçi sınıfı namusunu üzerinde taşıyan önemli bir liderdir. Yeri kolay kolay doldurulamayacak çok değerli bir sendikacı, devrimci bir liderdir.
ÜRETİM FAZLASI
"İşçilerden kimisi fabrika yönetmenlerine başvurup çalışmak
istediklerini söylediler. Kimisi de sendikadan ayrıldı. Eskiden tam karşıtı
oldukları sendikalara girenler de oldu," diyerek öyküsüne devam ediyor.

Yazının yayınlandığı 3 Aralık 1977 tarihinden önce Maden - İş Sendikasındaki görevim sona ermişti. DİSK ve Maden İş Sendikası içerisindeki TKP'li uzmanların etkisindeki yöneticiler tarafından, tasfiye edilerek, Maden İş Genel Kurulunda seçilemeyince görevim sonlanmıştı.
Eylül 1977 tarihinden itibaren MADEN-İŞ Sendikasında etkin görevler de olan ama, TKP'li olmayan sendika çalışanları, bölge temsilcileri, avukatlar, işyeri sendika temsilci ve baştemsilciler de tamamen tasfiye edildiler.
Grevler, işyeri bazında 1976 Yılından itibaren yasal zorunluluk nedeni ile birer ikişer başlayarak devam ediyor, Turgut ÖZAL'IN danışmanlığındaki MESS uzlaşmaz bir tutum içinde yeni toplu sözleşme görüşmelerini baltalıyordu. Zorunlu başlayan grevlerle birlikte, grevdeki işçilerin sayısı 10
binleri geçmeye başlıyordu.
1977 Yılında da İşveren ve sendikaları MESS'İN katı tutumları nedeniyle yeni başlayan işyeri sözleşme müzakereleri de çıkmaza giriyor, devam eden grevlere yenileri ilave oluyordu. Grevlerde ki işçi sayısının her geçen gün yükselmesi, elbette Sendika, ve dolayısı ile işçileri de ekonomik nedenlerle zora sokuyordu. Bu sıkıntılar büyük grevlerde her zaman yaşanabilir. (Yazarlar Sendikası Kurucusu!) Aziz Nesin'in de bu durumu en az herkes kadar bilmesi gerekmez mi?
1977 Yılında da İşveren ve sendikaları MESS'İN katı tutumları nedeniyle yeni başlayan işyeri sözleşme müzakereleri de çıkmaza giriyor, devam eden grevlere yenileri ilave oluyordu. Grevlerde ki işçi sayısının her geçen gün yükselmesi, elbette Sendika, ve dolayısı ile işçileri de ekonomik nedenlerle zora sokuyordu. Bu sıkıntılar büyük grevlerde her zaman yaşanabilir. (Yazarlar Sendikası Kurucusu!) Aziz Nesin'in de bu durumu en az herkes kadar bilmesi gerekmez mi?
Amacım, bazı gazeteciler, bazı "genç şairler", bazı
"ilerici" aydınlar gibi yapıp, Aziz Nesin'i eleştirmek değil. Onun yazılarını ve yazdığı kitaplarının bazılarını, okumuş birisi olarak haddim olmayacağını biliyorum. Haddimi de aşmak istemem. Ancak Aziz Nesin'in bu konuda kesin olarak, yanıldığını-yanıltıldığını- ya da başka sebeplerin olduğunu söyleyebilirim...
Aziz Nesin, yazdığı kısa öyküde değil onu eleştirenlere, kendi
ifadesine göre onlara verdiği "yanıtlarla" 399 sayfa bir kitap oluşturmuştur. Bu durum elbette Aziz Nesin'in ne denli büyük ve zeki bir yazar olduğunun göstergesidir.
Yazdığı "masal öykü" değil ama kendisini eleştiren yazar, şair, gazetecilere verdiği yanıtlar da haklılık payı yok mu?
Yazdığı "masal öykü" değil ama kendisini eleştiren yazar, şair, gazetecilere verdiği yanıtlar da haklılık payı yok mu?
"UDC, GENEL YAS ve DGM" olaylarında elbette büyük yanlışlar olmuştur. "DGM'yi ezdik sıra MESS'de" sloganı ne kadar doğruydu? Genel Yas eyleminin ucu açık olması yanlış değil miydi?
Her toplu sözleşme görüşmesinin bir sonu vardır. Bu grevlerde de böyledir. Her grevin bir sonu olacaktır.
Bu durumlara daha sonraki grevlerle ilgili yazılarımızda değineceğiz.
Buradaki yanlışlığın sendikal düşünce ve sendikal sonuçla bağdaşmayan yeni, yeni sloganların düşünmeden yaratılmasıydı. Toplu sözleşmeleri işçi ve sendika teklifleri doğrultusunda sonlandırma çalışmaları devam ederken " DGM'Yİ EZDİK SIRA MESS'TE" sloganları, işverenlerin MESS'E daha sıkı sarılmalarına yol açmaktaydı. MESS yönetimi bu ve bu gibi sloganları ve DİSK içindeki ideolojik ayrışmayı kendilerine göre iyi kullandılar.
Gruptan kopmayı ve gruptan ayrı sözleşme imzalamayı düşünen işverenlerin bile, MESS etrafında kenetlendikleri (kemikleştikleri) görüldü...
Her toplu sözleşme görüşmesinin bir sonu vardır. Bu grevlerde de böyledir. Her grevin bir sonu olacaktır.
Bu durumlara daha sonraki grevlerle ilgili yazılarımızda değineceğiz.
Buradaki yanlışlığın sendikal düşünce ve sendikal sonuçla bağdaşmayan yeni, yeni sloganların düşünmeden yaratılmasıydı. Toplu sözleşmeleri işçi ve sendika teklifleri doğrultusunda sonlandırma çalışmaları devam ederken " DGM'Yİ EZDİK SIRA MESS'TE" sloganları, işverenlerin MESS'E daha sıkı sarılmalarına yol açmaktaydı. MESS yönetimi bu ve bu gibi sloganları ve DİSK içindeki ideolojik ayrışmayı kendilerine göre iyi kullandılar.
Gruptan kopmayı ve gruptan ayrı sözleşme imzalamayı düşünen işverenlerin bile, MESS etrafında kenetlendikleri (kemikleştikleri) görüldü...
TOPLU SÖZLEŞME AÇMAZLARI
Grevlerin başlamasına, uygulamalarına, toplu sözleşme
tekliflerinin hazırlanmasına ve müzakerelerinden sorumlu bir yönetici olarak bazı hatalarımız da olmuş olabilir.
Ancak şurası gerçektir ki, toplu sözleşme tekliflerinin
hazırlanması, fabrikalarda çalışan üyelerimizle birlikte hazırlanmıştır. Toplu
sözleşme müzakereleri, fabrikalarda üyelerimizin kapalı oy, açık sayım sonucunda
seçilen temsilcileriyle birlikte yürütülmüştür. Bu durum üye sayısı az olan
fabrikada da böyle olmuştur. 8000 işçinin çalıştığı Ereğli Demir Çelik işletmelerinde de böyle oluyordu.
Ayrıca araştırma dairemiz, üretim ve stok durumları da dahil bir çok konu hakkında, fabrikalarda çalışan üye ve temsilcilerimiz tarafından yönetici ve toplu sözleşme müzakere ekibini bilgilendiriyorlardı.
Ayrıca araştırma dairemiz, üretim ve stok durumları da dahil bir çok konu hakkında, fabrikalarda çalışan üye ve temsilcilerimiz tarafından yönetici ve toplu sözleşme müzakere ekibini bilgilendiriyorlardı.
Ücret ekonomi ve politika dairesi ise hem araştırma dairesi, hem
de toplu sözleşme dairesi ekibimizi bilgilendirmek üzere çalışmalara, önemli katkı
sağlamaktaydı.
Türkiye Maden İş Sendikasının toplu sözleşme politikası başkanlığım süresince 1974 Eylül ayından, 1977 Eylül ayına kadar böyle yürütülmüştür. 1974 yılından itibaren
yürütülen bu şekildeki çalışma, ürünlerini vermiş ve çok başarılı sözleşmeler
yapılmıştır.
Başarılı toplu sözleşmeler de, semeresini vermiş, sendika üye
sayısının otuz binlerden seksen binlere doğru yükselmesinde çok büyük katkı sağlayan ana unsur olmuştur.
Başarılı toplu sözleşmeler işçi kamuoyu ve basında yer aldıkça Maden - İş saflarına yeni işyeri ve yeni üyelerin katılımları gerçekleşiyordu.
Aziz Nesin ve O'nun gibiler ne düşünürse düşünsünler, bu grevler yanlış zamanda başlamadı.
Grevin ya da grevlerin yanlış zaman ve doğru zaman gibi durumları tek faktöre, yani sadece zamana bağlı değildir...
DEVAM EDECEK (Koç Grubu Zorda)
Başarılı toplu sözleşmeler işçi kamuoyu ve basında yer aldıkça Maden - İş saflarına yeni işyeri ve yeni üyelerin katılımları gerçekleşiyordu.
Aziz Nesin ve O'nun gibiler ne düşünürse düşünsünler, bu grevler yanlış zamanda başlamadı.
Grevin ya da grevlerin yanlış zaman ve doğru zaman gibi durumları tek faktöre, yani sadece zamana bağlı değildir...
DEVAM EDECEK (Koç Grubu Zorda)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder