''Birlikten kuvvet doğar'' ata sözü, işçi sendikalarının adeta ilk ve en önemli söylemidir. Hep beraber, toplu şekilde mücadele edersek gücümüz daha çok artar. Her zaman birlikte davranmamızın sonuçları daha olumlu, daha sağlıklı ve daha başarılı olur gibi anlamlar taşıyan bu cümle sendikal örgütlenmenin anahtarı gibidir.
İşçi sendikalarının kuruluş amaçları bellidir. Üyelerinin hak ve menfaatlerini savunmak asıl amaçtır. Onların yaşam kalitelerini yükseltmek bunun için yeni haklar sağlamak, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi olmazsa olmaz konuları sürekli gündemde tutmak ve yasalara uygun biçimde uygulatmaya çalışmaktır.
Bu durumda devlete görev düşmüyor mu?
En basit ifade ile sendika, birliktir.
Sendikaların ve sendikacıların ilk işi üye tabanlarını oluşturmak ve sayısal olarak büyütmektir. Zaten sendikal eylemler de ilk cümle,"bir elin nesi var, iki elin sesi var" söylemi değil midir?
İşveren sendikaları hükumetler nezdinde de genellikle saygındırlar. Medya ve yazılı basın, onların söylemlerine oldukça önem verir. Onlar da her zaman ve her yerde her şeyi konuşmazlar, neyin nerede ne zaman konuşulacağını gayet iyi bilir uygularlar..
Hukukçuları, ekonomistleri, her konuya özgü uzmanları ve her zaman bol paraları vardır. Geçtiğimiz yıllarda işverenlere ait sivil toplum (PATRON) örgütleri ile işbirliği yapmaları durumunda hükumetleri bile düşürdükleri görülmüştür!
Prosedür çarçabuk tamamlattırılır. Toplu sözleşme yetkisi aldırılır. Çoğu zaman işçilerin bile sonradan duyacakları iki ya da üç yıl süreli toplu sözleşmeler imzalarlar. İşte bu gibi sendikalara “ SARI SENDİKA”, yöneticilerine de “SARI SENDİKACI” denir.
Güçlü sendikaların varlığı, doğal olarak işverenlerin menfaatlerine aykırıdır ve karşılarındaki işçi sendikası güçlü olsun istemezler.
Gerçek sendikaların gücü üye tabanının sayısal olarak çokluğu, bu çoklukta parasal olarak varlığı oluşturur. Yani bir sendikanın üye sayısının durumu ve kasa varlığı, o sendikanın gücü ile doğru orantılıdır.
Elbette sendikacıların da siyasi görüşleri vardır ve olacaktır.
Olmalıdır da.
Ancak sendikacılar, sendikal çalışma ve eylemlerini sadece kendi siyasi görüşlerine göre yapamazlar.
Geçmişte bazı sendika ve sendikacıların siyasi görüşlerini doğrudan yansıttıkları, sendikal çalışmalarda başarılı olamadıkları, hatta işçi sınıfının birliğine zarar verdikleri açıkça görülmüştür.