25 Mayıs 2016 Çarşamba

OĞLUMUN ADINI MADEN-İŞ KOYDUM

ENVER PAŞA VE NURİ KİLLİGİL

 Cumhuriyet döneminde Haliç ve Silahtarağa Bölgesinin önemini artıran unsurlardan birisi de, ilk silah fabrikasının burada kurulmuş olmasıdır. Atatürk'ün emri ile Zümrezade Şakir Bey, Sütlüce Karaağaç semtinde silah ve bomba fabrikası kurmuştur.

Bu fabrika Cumhuriyetimizin ilk yıllarında ülke savunmasına çok önemli faydalar sağlamış, yurt dışına ihracat yaptığı için de ekonomiye önemli katkı sağlamıştır.

Konu silah fabrikasından açılmışken burada ki en önemli silah fabrikasından da bahsetmek gerekiyor.

Nuri Killigil Paşa, Birinci Dünya Savaşında bir çok cephede savaşan komutanlardan biridir. Enver Paşa'nın bazı kararlarını benimsememiş ve ordudan ayrılmıştır.

Zeytinburnu'da silah fabrikası kurmuş ve bir süre sonra fabrikasını, yine Haliç kıyısındaki Sütlüceye taşımıştır.

Killigil, Mısır ve bazı ülkeleri ziyaret etmiş, Suriye'den  bomba ve Mısırdan çok sayıda tabanca siparişi almıştır. Siparişlerin teslimi için yoğun bir çalışma içerisine giren Killigil'in Sütlüce' deki fabrikası 1949 Yılında nedeni açıklanamayan bir patlamayla yerle bir olmuştur.

Bu patlamada ondan fazla işçi ölmüş,fabrika sahibi Nuri Killigil ise parçalanmıştır.


SİLAHTARAĞA FİŞEK FABRİKASI

Maliye Bakanlığı adına, sivil amaçlarla haliç kenarında Silahtar ile Eyüp arasındaki bölgede ise av fişeği fabrikası kurulmuştur. Bu fabrikayı yapan Fransız Melinit Şirketidir. Fişek fabrikasının kurulması ile birlikte Silahtarağa sanki savunma silahları yapım merkezi haline gelmiştir.

Fişek Fabrikası, Av Malzemesi İnhisarı (tekel) isimli kanunla, Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğüne bağlanmıştır. 1968 Yılında da Kayaş Kapsül Fabrikası ile birleştirilerek Silahtarağa fabrikasındaki üretim sonlandırılmıştır. Yanda, Silahtarağa  Fişek Fabrikası Hekimliğine ait eski yazı ile yazılmış 30.12.1933 tarihli bir belge görülmektedir.

FİŞEK FABRİKASI İŞÇİLERİ SENDİKALI OLUYOR

275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte, bir çok yerde olduğu gibi Silahtarağa'da da yoğun bir işçi hareketliliği yaşanıyordu. Başta Arçelik, Türk Demir Döküm gibi büyük fabrikaların yanı sıra onlarca fabrika ve atölyelerde, toplu sözleşme yetki mücadelesi başlatılmıştı. Fişek Fabrikası da bunlardan biriydi.

1964 Yılında Fabrika yönetimi, sendika çalışmalarını yürüten bir kısım işçiyi işten çıkardı. Yönetim fabrika çevresinde çok şiddetli askeri önlemler aldırdı. Fişek Fabrikasındaki sendikal çalışma maalesef başarılı olamadı.

OĞLUMUN ADI MADEN - İŞ


İşten çıkarılanlar arasında, İsmail Sığın isimli ele avuca sığmayan bir işçi vardı. Fişek Fabrikası örgütlenmesini, MADEN-İŞ Genel Başkan Vekili ve Örgütlenme Dairesi Başkanı Kazım Narmanlı ile birlikte yapmaya çalıştılar. 
İş kolları yönetmeliği çıkarıldığında iş yeri  Madeni eşya iş kolundan ayrıldı. Sendika çalışması bu iş yerinde son buldu.
Sendika Yürütme Kurulu, İsmail Sığın'ı Topkapı Şubesi örgütlenme organizatörü olarak kadrosuna kattı.

İsmail Sığın burada başarılı çalışmalar yaptı.1965 Yılında 1. Bölge Temsilciliğine (İstanbul, Trakya, Kocaeli) getirildi.1970 Yılına kadar bu görevde kaldı. Daha sonra, Genel merkez örgütlenme dairesi uzmanlığına atandı. Bu tarihten itibaren, 6. Bölge Temsilcisi olarak 1. Bölge Temsilciliğine de ben vekaleten atanmıştım.

İsmail Sığın sendikal örgütlenmeler ve sosyal etkinliklerde önemli görevler üslendi. Bir dönem Genel Başkan Kemal Türklerin en yakınlarında bulundu.Toplantılarda mutlaka söz alır, uzun uzun konuşur, konuşmasını ''küçük oğlumun adını MADEN-İŞ koydum" diye bitirirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder