PROFİLO FABRİKASI GREVİ 1971
Profilo ülkemizin ilk holdingleri arasında sayılır. Yahudi asıllı Bay Jak diye hitap edilen Jak Kamhi ilk işyerini 1954 Yılında İstanbul Mecidiyeköy'de kurmuştur. Profil Demir İşleri adıyla kurulan atölye konumundaki Profilo, iki katlı bir kooperatif evinin alt katını kiralamış, onbeş civarında çalışanı ile bu atölyede üretim yapmaya başlamış ve kısa zamanda kiraladığı evi satın almıştır.
Jak Kamhi 70 civarındaki bu kooperatif evlerinin büyük çoğunluğunu birer birer satın almış, daha doğrusu buradaki ev sahipleri, bir söylentiye göre Profil atölyesinin meydana getirdiği kirlilik ve gürültü nedeniyle evlerini satmak zorunda kalmıştır.
Fabrikanın biraz uzağında kalan bazı ev sahipleri ise evlerini satmayı kabul etmemişlerdir. Evlerin birkaç tanesi mesken bazıları da işyeri olarak bu gün halâ varlığını devam ettirmektedirler.
Kısa zamanda Profilo Alışveriş Merkezinin karşısındaki binayı yapan Bay Jak bu binada uzun yıllar beyaz eşya üretmeye başlamıştır. Buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ev eşyaları üreten Profilo Fabrikası, aynı zamanda ilk siyah beyaz konumunda Profilo ve National marka televizyon da üretmeye başlayarak, kısa zamanda Arçelik Fabrikası ile rekabet eder duruma gelmiştir.
''Kuzum ben Profiloyu büyütmek için çok kapsamlı projeler yapmadım. Yapmaya da fırsatım olmadı.
Çünkü karşımda Vehbi Koç gibi koca bir dev vardı. Onun bana karşı yaptığı hamlelerden, çelmelerden kurtulmaya çalıştım ve böylece Profilo kendi ayakları üstünde durmaya devam etti''. Bir toplu sözleşme görüşmesi sırasında söylemişti bu sözleri.
Jak Kamhi sanki söylemek istediklerini çok önceden hazırlayan birisiydi. Toplu sözleşme müzakeresi sırasında fabrika burada ''böylece büyüdü'' dememek için ''ayakları üstünde durmaya başladı'' diyordu.
Daha sonraları adı Profilo Plaza olan 1800 ile 2000 kişinin çalıştığı ve grev yapılan ilk fabrika binası.
Fotoğraf ikibinli yıllar. Sağda birinci kat pencereleri Bay Jak Kamhi ve danışmanlarının ofisi.
Jak Kamhi bir taraftan bu ilk fabrikasını büyütüp geliştirirken diğer taraftan yeni kuruluşlar yapmaya devam ediyordu. Bu gün Profilo AVM '' alışveriş merkezi olarak kullanılan binanın arsasını da satın alarak orada, ''TELRA'' marka renkli televizyon üretimine başlamış ve holdingin büyümesini devam ettirmiştir. Daha sonraları ise Mecidiyeköy'de ki ilk fabrika binasını Plaza, TELRA binasının yerine ise Profilo alışveriş merkezini kurmuştur. Bundan sonra beyaz eşya ve televizyon üretimlerini Çerkezköy'de kurduğu yeni fabrikalarda devam ettirmiştir. Daha sonraları basından öğrendiğimize göre ''fabrika ve alışveriş merkezinin yerleri daha değerli oldu'' ifadesini kullanarak yeni arayışlarda bulunacağını ifade etmiştir.
Profilo Çerkezköy Fabrikaları
T. Maden-İş 6. Bölge Temsilciğine bağlı fabrikalar içerisinde bizi en çok uğraştıran, en çok ve en hızlı problem oluşturan, işveren camiasında da Bay Jak olarak bilinen Profilo Fabrikasının sahibi Jak Kamhi idi. Enerjimizin büyük bir bölümünü gece gündüz demeden Profilo işçilerinin birliğini sağlamak için harcıyorduk. Bu iş yerinde her yıl, iki yüz ile üç yüz arasında mevsimlik işçi çalışıyordu. Yapılan toplu sözleşme sonrası bu mevsimlik işçilerin ücretleri de yükseldiği için büyük bir kısmı işten çıkarılıyor ve yerlerine daha düşük olan asgari ücretle yeni işçiler alınıyordu. Bu işçi alma ve işten çıkarmalar dolayısı ile meydana gelen sirkülasyon, fabrikada devamlı huzursuzluk yaratıyordu. Bazen kitle halinde protesto, bazen de kısa süreli direnişlere sebep teşkil ediyordu.
Mecidiyeköy'de 2000 civarındaki üyemizin çalıştığı fabrikada, işveren olarak Bay Jak ve onun da kurucuları arasında olduğu Metal İşverenleri Sendikasının (MESS) uzlaşmaz tutumu nedeniyle 1971 Yılında yapılması gereken Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden bir sonuç alınamadı. Uzlaşılamayan maddelerin başında işyerinde uygulanması gereken asgari ücret konusuydu. İşyerinde uygulanan asgari ücretin yüksek oluşu bir nevi iş güvencesi anlamına gelmekteydi. İşveren devletin belirlediği asgari ücretin uygulanmasında ısrar ediyordu. Ücret zamları, sosyal yardımlar, ikramiye gibi mâli konularda anlaşma sağlanmışken bu konu nedeniyle grev kararı alınmıştı.
1970 li yıllarda Bölge Temsilciliğinin üye sayısı 11.000 (onbir bin) olmuştu. Bu tarihte genel üye sayımız ise otuz otuz beş bin civarındaydı.
DEĞİŞİK KARAKTERLER
Silahtarağa Şube Başkanı olduğum tarihte de, daha sonra Şişli Şubesinin katılımı ile 6. Bölge Temsilcisi olduğum dönemlerde de, toplu sözleşme müzakerelerini bizzat yöneten biriydim. Tüm toplu sözleşme müzakerelerine işyerlerinde en demokratik biçimde kapalı oy ve açık sayımla seçilen yasal işyeri temsilcilerimizin tamamı katılıyordu. Toplu iş sözleşmesi müzakerelerinde işyerini temsilen personel müdürü ile MESS uzmanı bulunuyordu. Zaman zaman da fabrikada yapılan görüşmelere Bay Jak bizzat katılıyor ve ''bu teklifler bizi batırır pasam'' diyerek sızlanıyordu. Nedendir bilinmez, Jak Kamhi pasam sözcüğünü çok sık kullanırdı. Bu söylemlerinde nedense (Ş) harfini kullanmazdı, ya da kullanamazdı. Çoğu zaman danışman veya yönetim kurulu üyesi olarak yanında emekli general veya amirallerden birilerini görürdük.
KİBİRLİ PATRONLUK
Jak Kamhi enteresan birisiydi. Sosyolojik açıdan bakıldığında Türk patronlar, hele hele ustalıktan veya ustabaşılıktan patronluğa soyunanlar gibi değildi. Metal işkolunda ustabaşılıktan sanayiciliğe geçen bilhassa, demir çekme, döküm atölyesi gibi işletmelerde bir hayli patron görürdük. Onların çalışanlarına karşı tutum ve davranışlarının zaman zaman hoş olmadığını duyardık!.. Bay Jak onbeş çalışanı ile başladığı işyerini uzun sayılmayacak zaman diliminde koskoca bir holding yaratan birisi olarak belki kendisini gururlu hissediyordu ama bunu dışarıya yansıttığına hiç şahit olmadık. İkibin civarında çalışanı bulunan fabrikada, kendisine çeşitli nedenlerden dolayı sımsıkı bağlı sanatkâr ve ustalığı ön planda olan altmış ve yüz arasında değişen bir kadrosu vardı. İşyeri sendika temsilcilerinin söylemlerine göre, gerek onlarla gerekse görüştüğü diğer işçilere karşı asla kibirli davranmazdı!.
GREV OYLAMASI
Grev hazırlıklarını tamamladık. Nöbet çizelgeleri, grev çadırı, grev komitesi yeri, yemek yapım komitesi ve başka işlemlere ait görevler belirlendi. Bu sırada MESS yetkilileri ve işveren boş durmadı. Kendinden yana olan bazı işçiler ve beyaz yakalı personellerin imzaları vasıtası ile Bölge Çalışma Müdürlüğüne başvurarak işyerinde grev oylaması yapılması müracaatında bulundular. Bölge çalışma müdürlüğü iş müfettişleri belirledikleri gün geldiler, onların nezaretinde yapılan gizli oylamada ezici bir çoğunlukla ''işçilerin beşte dördü'' greve evet dediler. Bu oylamayı sabah saatlerinde bir süre, Dostlar tiyatrosundan Genco Erkal ve Mehmet Akan da birlikte izlediler...
BİLDİRİLER
Grevi başlatmamıza az bir zaman varken bir gece yarısı Bay Jak'ın, kendi imzası olan bir bildiri yayınladığını haber aldık. Kendisinin iyi zamlar verdiğini buna rağmen sendikanın grev yapmakta ısrarlı olduğunu, sendikanın yanlış yolda olduğunu belirtiyor ve sendikayı üyelere şikayet ediyordu. Bu durum sonuç itibari ile işçilere, ''greve çıkmayın'' anlamını taşıyordu!!.
TEKSİR MAKİNESİ MATBAA GİBİ
O zamanlar Bölge temsilciliği ofisi Levent'teydi. Gece ofise gidip işverenin yazdığı bildiriye cevaben az sayıda da olsa bir bildiri hazırlandı. Şimdiki olanaklar o zamanlar yoktu. Bildiri ve diğer yazılar mumlu kağıt tabir edilen özel bir kağıda daktilo ile şeritsiz olarak yazılır , daha sonra elle çevrilen teksir makinesinde kendine özgü mürekkeple yazılıp basılırdı. Toplu sözleşme tekliflerimizin de yazılı olduğu ve mevsimlik işçiler ve asgari ücretin çok önemli olduğu belirtilen bildiriler fabrikaya çok yakın olan çay ocağına bırakıldı, gerekli tembihatlar yapıldı, bildiriler işe gelen işçilere işbaşı yapmadan önce dağıtıldı.
TEK HEDEF KALDI AGARİ ÜCRET VE MEVSİMLİK İŞÇİLER
Grev için hazırlıklar çok iyi gidiyor. İşçilerin grev konusundaki kararlığı mükemmel ama kulağımıza gelen bir söylenti var. Bay Jak'ın danışmanları kadrolu işçilerin, 200-300 geçici işçi için 1500'den fazla kadrolu işçi greve çıkmaz diyerek, işverene akıl hocalığında bulunmuşlar. Bu durum sendika ve Profilo işçileri için çok önemliydi. Bu sözleşme döneminde ana hedeflerin başında geçici işçi sorunu vardı.
İşverenin yaygın düşüncesi kadrolu işçilerin özellikle kıdemli ve sanatkâr işçilerin geçici işçiler için greve çıkmayacağı, çıksalar da uzun süre grevi devam ettiremeyecekleri yönündeydi.
Oysa biz iki yıldır hazırlıklarımızın işçi eğitimlerimizin nasıl olduğunu bu konuda işçilerin ne düşündüklerini, dayanışmayı sonuna kadar götüreceklerine inanıyorduk. Fabrikada Grev çadırı kuracak yerimiz yoktu. Fabrikanın karşısındaki odun deposunun sahibi ''çadır yeri veririm ve grevde üstüme düşen bir hizmetim olursa yaparım'' diye söz vermişti. Nitekim grev süresince dışarıda kaynatılan yemek kazanlarının odunlarını ücretsiz verdi.
İŞTE GREV
İşverenin alabileceği tedbirlere karşı grev başlama tarihi, saati ve parola gizli tutuluyordu. Sendika organizatörünün odun deposunun üzerine çıkıp flamayı açması ile grevin başladığı anlaşılacaktı!.. Gizli tutulan parola işte buydu. Onbeş dakika beklenildi, yarım saat oldu greve çıkan olmadı. Ancak bir saat sonra üç tane temsilci dışarı çıktı, ardından otuz civarında işçi dışarı çıktı. Doğrusu dışarıdaki sendika görevlileri biraz meraklandılar!!!
İşçilerin bir kısmı kapı önündeki TIR kamyonunun lastiklerinin havalarını boşalttı, ön ve arkalarına takoz yerleştirdi. Diğer bir kısmı ise TIR'ın içine girdi, birden bire grev çadırı oluştu!.
Kısa bir süre sonra ise gruplar halinde dışarıya çıkmaya başladılar. Dışarıya çıkan işçiler boş çıkmıyordu. Kimisi sırtında patates çuvalı ile kimisi soğan, kimisi de kilerde ve erzak ambarında ne var ne yoksa hepsini sırtlayarak çıktılar. Gıdalar planlı biçimde boş TIR'ın içine yerleştirildi. Yiyeceklerin boşaltılması planlı olarak yapılmıştı. Uzun sürecek bir grev görüntüsü vermek ve belki de gerçekten çok uzun süren bir grev olacaktı. Hazırlıkların yapımı sırasında adeta psikolojik bir de savaş yaşanıyordu.
Önceden planlandığı gibi tüm komiteler görev yerlerine yerleştiler.
FİNAL
Profilo grevi 15 gün sürdü, 16.günü üyelerimizin tamamı ile kararlaştırdığımız tekliflerimizin bütünü işveren tarafından kabul edilerek son buldu.
1- Bu grevde, sendikal literatürde ''hak verilmez alınır'' sözü hayat buldu
2- Kurulan yemek yapma komitesi de dahil, işçi grev komitelerin tamamı görevlerini tam olarak yerine getirdi.
3-Onbeş günlük bu grevde üyelerimize son madde olarak, işverence grevde geçen sürelerin yevmiyeleri tam olarak ödendi.
4- Bay Jak'ın sık sık bu teklifler bizi batırır diyerek sızlandığı fabrikada işçi sayısı 2000 iken, geçici işçilik de kalktığı halde 2500 oldu. Holding oldu. Yetmedi, Çerkezköy'de Profilo fabrikalar grubu oluşturuldu. Kesin olarak ifade edilebilir ki bu güne kadar toplu sözleşme nedeni ile batan işyeri, fabrika holding görmedik, duymadık. Bu konuda örnekleri çoğaltmak mümkün ama yazı çok uzadı.
Toplu iş sözleşmesi ve grev konularında yaptığımız çoğu çalışmaların boşa gitmediği, tam tersine, üyelerin ekonomik ve sosyal yönden gelişip güçlendikleri gerçeğe dönüşüyordu.
Bu fabrikada 1965-1977 yılları arasında işçi arkadaşları ve sendika adına görev yapan baş temsilcilerimizin adlarını anmadan geçmek olmaz. Sırasıyla Yaşar Gök, Hasan Ustaoğlu, Ahmet Şener ve Cengiz Erdönmez'e teşekkür bir borçtur.