TÜRK-İŞ, 1952 Yılında kuruldu. İzmir'de yapılan ilk genel kurulda başkanlığa İsmail ARAS getirildi. 1960 Yılına kadar kendi içinde yönetsel çekişmeler nedeniyle, fazla bir varlık gösteremedi. Daha sonra Nuri BEŞER Genel başkan oldu. Nuri BEŞER kısa bir süre sonra adli bir karar gereğince Başkanlıktan düşürüldü.
Seyfi DEMİRSOY Genel Başkan oldu. Genel Sekreterliğe ise Halil TUNÇ getirildi.
Seyfi DEMİRSOY başkanlığındaki TÜRK-İŞ, üye sendikalar arasında uyguladığı ayırımcı çalışma yöntemi nedeniyle sağlıklı bir gelir
dengesi oluşturamadı. Birçok üye sendika üyelik aidatlarını ödemediler. TÜRK-İŞ, personel ücretlerini bile ödeyemez duruma geldi.
Amerikan Yardım Teşkilatı'ndan (AID ve OICD) aldığı yardımlarla mali yapılarını güçlendirdi.
Gerek TÜRK-İŞ, gerekse üye sendikaların yöneticileri eğitim adı altında uzun sürelerle Amerika Birleşik Devletlerine seyahat yapar oldular.
PARTİLER ÜSTÜ POLİTİKA
İşte bu tarihten sonra TÜRK-İŞ yönetimi, kendine bir yol haritası belirledi.(!) Adını da
"Partiler Üstü Politika" koydular, bu deyimi de ilkeleri olarak benimsediler. Bazı sendika yöneticileri sendikal mücadelede böyle bir politikanın yanlışlığını dile getirmeye başladı. İşçi sendikalarının politikası, mutlak işçiden ve işçi menfaatleri doğrultusunda olmalıydı.
Ancak Türk İş Yönetimi, o zamanlar üyesi olan Türkiye Maden -İş Sendikasına bağlı KAVEL işçilerinin 1963 Yılında başlattığı Anayasal şanlı direnişlerine sahip çıkmadığı gibi, başka iş kollarında çalışan işçiler vasıtası ile bu direnişi kırmaya çalıştı. 1964 Yılında devam eden yasal grevleri (T.DEMİRDÖKÜM, ARÇELİK, SUNGURLAR) yetkisi olmadığı ve kanunda yeri de bulunmadığı halde, Kıbrıs olaylarını bahane ederek durdurma kararı aldılar. Bu durum grevdeki işçilere elbette çok zarar verdi...
CUMHURİYET GAZETESİ VE PENCERE
Huylu huyundan vazgeçmiyor. Türk-İş Yönetimi 1977 yılında da MC iktidarı ile birlikte, Mannesman Grevini kırmaya çabalıyordu.

Türk-İş, 1965 Yılında MADEN - İŞ tarafından başlatılan, İzmit'teki MANNESMAN Boru Fabrikası grevinin, başarılı olmaması için çeşitli çalışmalar(entrika) yürüttü.
KRİSTAL -İŞ SENDİKASI VE PAŞABAHÇE GREVİ
Paşabahçe işçilerinin Kristal - İş Sendikası tarafından başlatılan yasal grevini de durdurma kararı aldı. Grevin başarılı olması için, Paşabahçe işçilerinin yardımına koşan, MADEN-İŞ ve LASTİK-İŞ sendikalarını geçici olarak üyelikten ihraç etti. T. MADEN-İŞ'İN başarılarını engellemek için sarı sendikalarla işbirliği içine giriyordu. İşte bunlar ve işçiden yana olmayan birçok uygulamaları nedeni ile konfederasyon içinde çalkantılar başladı.
Proleter ruha sahip metal işçileri, ve onun gerçek sendikacılık ilkelerine inanmış yöneticileri daha fazla beklemediler. Uzlaşmacı sendikal yapıya bir daha dönmeme kararı verdiler.
SADA KURULUYOR
MADEN - İŞ, LASTİK-İŞ, BASIN-İŞ ve GIDA - İŞ Genel Başkanları (Kemal Türkler, Rıza Kuas, İbrahim Güzelce ve Kemal Nebioğlu)bir araya gelerek, Sendikalar Arası Dayanışma birliğini (SADA) kurdular. Yani bir diğer deyişle daha sonra DİSK adını alacak, devrimci Konfederal Yapının temellerini attılar.
T. MADEN - İŞ GENEL YÖNETİM KURULU
26 OCAK 1966 Yılında Genel Başkan Kemal TÜRKLER Başkanlığında toplandı. Gündemindeki önemli maddeleri görüştü. Sendikal örgütlenmenin hızlandırılması ve mali yapının güçlendirilmesine ilişkin kararlar oybirliği ile alındı. Ayrıca TÜRK-İŞ Konfederasyonunun Amerikancı ve uzlaşmacı yapısı enine boyuna tartışıldı. MART Ayında yapılacak TÜRK - İŞ Genel Kurulunda, gerekli şekilde ve doğru bir mücadele edilmesine, bu duruma göre gerekirse hakiki bir işçi konfederasyonunun kurulması için MADEN-İŞ olarak öncülük yapılmasına karar alındı.
Alınan bu karar sonrası, Genel Yönetim kurulu üyelerinin tamamı hazırlanan çok önemli bir yemin metninin altına imza attılar. Sesli olarak da yine birlikte ant içtiler.
GENEL YÖNETİM KURULU TOPLANTI SONRASI
Ayaktakiler soldan 1.Ahmet Kırnak, 2. Eskişehir Şb. Başkanı Mustafa Atik, 3. Nuri İnan, Cavit Şarman, Silahtarağa Merkez Şb. Başkanı Hüseyin Ekinci, Kemal Türkler, Adana Şb. Başkanı İbrahim Ege, Beyaz pardesülü Antalya Şb. Başkanı Recep Koç, Pendik Şb. Başkanı Nurettin Çavdargil. Oturanlar 2. Mehmet Karakulak, Ereğli Şb. Başkanı Fikri Yıldız, Hakkı Öztürk, Mudanya Şb. Başkanı Karaca Eroğulları.GEÇMİŞTEN GELECEĞE
13 ŞUBAT 1967 DİSK kuruldu.
Umut oldu...
Umuttan öte gerçek oldu...
Çok büyük sorumluluklar yüklendi...
Sorumluluklarının farkındaydı uğraştı...
Gerçek ve devrimci sendikal ilkeleri yeşertti...
Demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı uygulaması bilinciyle yürüdü...
Uzlaşmacı sendikacılığa karşı çıktı...
Sayısal bakımdan örgütlendi çoğaldı...
Eğitime önem verdi...
Demokratik eylemler yaptı...
1 Mayıs da dahil bir çok yasaklara karşı çıktı...
Engellerle karşılandı...
15/16 Haziran büyük işçi direnişi sonrası hapis damlarıyla karşılaştı...
Yılmadı, yıkılmadı...
Örgütlenme, eğitim, Toplu sözleşme ve diğer sendikal çalışmalarda üyelerin söz ve karar sahibi olma ilkesini hayata geçirmeye çalıştı.
Saymakla bitmeyecek demokratik çalışma ve demokratik eylemler yaptı.
Ülkemizde sendikacılığın sınıfsal yanını ortaya çıkardı.
Acımasız, amansız karşı koymalara pabuç bırakmadı. Bu yolda elbette birçok üyesi zaman zaman zor durumda kaldı.
Çelmelendi, engellenmek istendi, bunlara rağmen bir çok çalışması, birçok demokratik eylemi kilometre taşı durumunda dikili duruyor...
1. yılını, 5. yılını, 10. yılını doldurdu şenliklerle kutladık. Giderek büyüdü, büyüdükçe güçlendi.

DİSK 50. kuruluş yılını "Demokrasiyi kurmak için birleşelim sloganıyla kutladı. Slogan çok güzel. Birlik, bütünlük elbette güç oluşturuyor...
Dilerim bu sloganın hayat bulması konusunda DİSK mesafe almıştır.
Slogan güzel...
Slogan güçlü...
Slogan heyecan veriyor...
Sloganlara, sarılmak, geçmişle övünmek, sürekli geçmişi hatırlamak, hatırlatmak nostalji yaşatıyor. Buna ihtiyaç da var.
Ama gerçek nedir gerçeğe bakmak, gerçeği görmek gerek.
DİSK'İN kuruluşunda, ilkelerinin hayata geçirilişinde, katkılarım var. MADEN-İŞ gibi bir sendikanın Genel başkanlık hariç tüm kademelerinde hem de seçilerek gelip görev almak, elbette bana gurur veriyor.
DİSK'İN başarılarla geçen demokratik eylem ve mücadele geçmişini düşünüyorum...
İçim buruk ancak, gelecek için umutlu olmalıyım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder